Hakkımızda     
 
Murat GÜNEY
 
Kalp krizi riskinizi öğrenin

Hastalıklardan korunmak, tedaviden daha garantili ve kolay bir yoldur. Bu durumu kalp-damar hastalıklarıyla ilgili "risk analizleri" de doğruluyor. Eğer elli yaşından genç ve kalp hastalığı riski fazla olan biriyseniz "kalp riskinizi" yönetmeniz daha da önem kazanıyor. Hastalık bir kez ortaya çıktığında geriye dönmek, risk faktörlerini ortadan kaldırmak ya da azaltmak güçleşiyor, başarı şansı azalıyor.

Hastalıklardan korunmak, tedaviden daha garantili ve kolay bir yoldur. Bu durumu kalp-damar hastalıklarıyla ilgili "risk analizleri" de doğruluyor. Eğer elli yaşından genç ve kalp hastalığı riski fazla olan biriyseniz "kalp riskinizi" yönetmeniz daha da önem kazanıyor. Hastalık bir kez ortaya çıktığında geriye dönmek, risk faktörlerini ortadan kaldırmak ya da azaltmak güçleşiyor, başarı şansı azalıyor.

Kalp-damar hastalıklarından korunma "koruyucu tıp"ın en ilgi çekici alanlarından biridir. Bunun birinci nedeni kalp hastalıklarının bugün de yarın da hayatı sonlandıran hastalıklar arasında birinci sırada yer alması, ikincisi "kalp koruma programları"ndan çok başarılı sonuçlar alınmasıdır. Risk faktörleri arttıkça "koroner hastası olma" ihtimali yükselmekte, hastalığı kontrol etmek güçleşmektedir.

 

RİSKLERİNİZİ ÖĞRENİN

 

Kalp hastalığını kolaylaştıran riskler arasında genetik faktörler (ailede kalp-damar hastalığının sık görülmesi, erken yaşlarda, özellikle ellili yaşların altında kalp krizi geçirenlerin sayısının çok olması), cinsiyet (kalp hastalıklarının erkeklerde daha sık görüldüğü biliniyor), yaşlanmak (yaşınız ilerledikçe kalp hastalıklarına yakalanma olasılığınız yükseliyor) gibi değiştirilemeyen faktörler varsa da değiştirilebilen, en azından etkisi azaltılabilen risk faktörleri de vardır. Fazla kilolu veya şişman biri olmak, sigara içmek, LDL kolesterolü fazla ve/veya HDL kolesterolü düşük bir bünyeye sahip olmak, şeker hastası ve/veya hipertansiyonu bulunmak değiştirilebilir risklerin arasında en önemlileridir.

 

 

 

DÜŞÜK RİSKİN FAYDASI

 

Bir çalışmaya göre (Dr. D. M. Lloyd-Jones ve arkadaşlarının yaptığı Northwestern Üniversitesi Çalışması) kalp-damar hastalıklarına yakalanmanın yaşam boyu ortalama risk oranı erkeklerde yüzde 52, kadınlarda yüzde 39’dur. Bu oran elli yaşına kadar iki ya da daha fazla risk faktörü taşıyan erkeklerde yüzde 69’a, kadınlarda yüzde 50’ye çıkmaktadır. Elli yaşına kadar kalp-damar hastalıkları ile ilgili risk faktörlerini en az düzeyde tutmayı başarabilen erkeklerde bu risk yüzde 5’e, kadınlarda yüzde 8’lere kadar düşmektedir. Yani elli yaşına kadar sigara içmeyen, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon, şeker hastalığı, kilo problemi sorunları bulunmayan erkek ve kadınların işi daha kolaydır. Öyle görünüyor ki elli yaşa ne kadar az kalp riski ile ulaşırsanız gelecekte kalp-damar hastası olma riskiniz o kadar azalıyor. Uzmanlara göre, düşük riskli bu kişiler yani ellili yaşlara kadar neredeyse sıfır riskle ulaşabilenlerin seksenli, doksanlı yaşları yakalama olasılığı da artıyor.

 

YÖNETİLEBİLİR RİSK

 

Bu bilgilerin iki önemli anlamı var: Birincisi, kalp-damar hastalıklarının önemli bir risk grubu yönetilebilir risklerdir. Tansiyonunuzu ayarlı, kan şekerinizi kabul edilebilir seviyelerde, kolesterolünüzü iyi düzeylerde tutabilir, sağlıklı kilonuzu sürdürüp, sigara kullanmayan biri olabilirsiniz. Bu tür yanlışlardan mümkün olduğunca erken yaşlarda vazgeçebilirsiniz. İkincisi bu yanlışlardan vazgeçme ve bu riskleri sıfırlamanın ne zaman yapıldığıdır. Risklerinizi ne kadar erken kontrol altına alır ve ellili yaşlara ne kadar az riskle girerseniz kalp hastası olmama ihtimaliniz o kadar yüksektir. Bir örnek vermek gerekirse, yüksek kolesterollü ve hipertansiyonu bulunan elli yaşında birinin, altmış yaşında kalp krizi ya da başka bir koroner kalp hastalığı ile ölme riski yüzde 7’dir. Ama aynı hastanın kalp-damar hastalıkları bakımından yaşam boyu risk oranı, aynı yaşta olan fakat hiçbir risk faktörü taşımayan birinden on kat daha yüksektir.

2010 © sgkmevzuati.com